Yarınları Şekillendiren Öncü Yatırımlar

Sürdürülebilirlik anlayışı; 2010’ların ortalarından itibaren yönetim organları ile birlikte küresel ve yerel birçok organizasyonun kapsayıcı bir hedefi olarak anılmaya başlandı. 195 ülke ve bölgenin içinde bulunduğu küresel ekonominin, ekolojik fayda odaklı bir dönüşüm geçirmesini amaçlayan Paris İklim Anlaşması ile birlikte küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 1,5 veya maksimum 2 santigrat derece ile sınırlandırılması hedefi de bu doğrultuda küresel bir algı haline getirildi.

Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı ile konuyu küresel gündemde daha geniş bir ölçeğe taşıması, ekolojik ve sosyal hedeflere yönelik küresel bir ekonomi anlayışının tüm sektörlerde benimsenmesini sağladı.

Hepimizin Bir Rolü Var ve Beklemek Gibi Bir Seçeneğimiz Yok!

Konuya dair günümüzün en önemli yayınlarından biri kabul edilen AB Sürdürülebilir Finans Eylem Planı’nın (SFAP) belirtilen hedefleri sermaye akımlarının sürdürülebilir yatırımlara yönlendirilmesi, sürdürülebilirliğin risk yönetimine dahil edilmesi, şeffaflık ve uzun ömürlülüğün teşvik edilmesi gibi hedefleri iş dünyasının gündemine bir kez daha taşıdı.

Tüm bu gelişmelerin işaret ettiği tek bir olası sonuç var: Önümüzdeki birkaç yıl içinde, hemen her sektörde sürdürülebilirlik bağlamında birtakım radikal düzenlemeler yapılması çok ciddi bir gereklilik haline geldi.

Sürdürülebilirlik kavramının toplumdaki farkındalığının da artmakta oluşu hem dijital hem de fiziksel pazarlara hızla değişim getiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar, sürdürülebilir yatırım alanları için artan bir talep göstermekteler. Bu talebin yanı sıra Avrupa gibi önemli ihracat pazarlarının ve düzenleyici kurumların artan baskısı, şirketlerin iş yapma biçimlerinde çevresel fayda odaklı bir anlayışı da zorunlu kılmaktadır. Çevresel kriz ve iklim değişimi problemlerinin bir tartışma konusu olmanın ötesine geçmesi, iş dünyasının oyuncuları tarafından desteklenen taahhütler gerektiriyor.

Özel sektörün sahip olduğu etki ve kaldıraç düzeyinin, sürdürülebilir kalkınma gündeminin geniş kapsamlı bir çözümü olabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle Veventures Holding imzalı tüm faaliyetlerin merkezinde dünyamız ve toplumumuz için fayda yaratma isteğimiz yer alıyor. Veri odaklı dijitalleşme sayesinde ortaya çıkan yeni iş modellerini benimseyerek, endüstriyel dönüşümü merkeze alan yapımızla, faaliyet gösterdiğimiz her alanda toplumsal etki yaratmayı hedefliyoruz.

Biz Ne Yapıyoruz?

Dahil olduğumuz tüm girişimlerde, parçası olduğumuz sektörlerin geleceğimize olumsuz sonuç bırakacak etkilerini minimuma indirebilmek için gereken önlemleri almayı, işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde sunduğumuz yenilikçi çözümleri uygun maliyetli, güvenilir ve erişilebilir kılarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı gelecek perspektifimizin temel ilkelerinden biri haline getirdik.

Dünyayı nasıl etkilediğimiz, topluma nasıl katkıda bulunduğumuz ve girişimlerimizi yönetme şeklimiz, hepimizin geleceğini belirleyecek. Veventures olarak sürdürülebilirlik vizyonumuz; toplum, müşterilerimiz ve çalışanlarımız için değer yaratırken, sürdürülebilir altyapıların ve şehirlerin geliştirilerek işletilmesi yoluyla yarınları şekillendirmektir.

Yatırımlarımızın sürdürülebilir bir geleceğe sağlayacağı katkıyı da bu vizyon çerçevesinde değerlendiriyoruz. Bu süreçte Türkiye’nin girişim ekosisteminin gelişiminde alacağımız rolle, sürdürülebilir kalkınmanın öncülüğünü yapan bir şirket olma yolunda ilerlemeyi ve ortak yarınlarımız için iyileştirici adımlar atmayı taahhüt ediyoruz.